Gelişmiş Arama
Ziyaret
7817
Güncellenme Tarihi: 2019/07/08
Soru Özeti
Ulül Azm Peygamberler Hangi Dönemlerde Yaşamışlardır?
Soru
Ulül azm peygamber milattan önce hangi zamanlarda yaşamışlardır? Örneğin: İbrahim (a.s), Nuh (a.s), Musa(a.s); İsa (a.s)’ın miladından kaç yıl önce yaşamışlardır?
Kısa Cevap

 Tarihi kaynaklar Ulül azm Peygamberlerin ve diğer Peygamberlerin hangi zaman dilimlerinde yaşadıklarına değinmiştir:

  1. Adem (a.s) Ebu’l-beşer:

Hz. Adem (a.s)’ın ömrü hakkında Tevrat’ta geçen 930 yıl yaşadığı yönündedir.[1]  Ayrıca başka bir kaynakta Hz. Adem (a.s)’ın Cuma günü doğduğu saatte 930 yaşında vefat ettiğini nakletmektedir.[2]

  1. Nuh (a.s):

En çok ömür süren İlahi peygamberdir. Bu yüzden peygamberlerin şeyhi olarak bilinmektedir.  Kuran’ı Kerim’in tasrihi üzere sadece kavmi arasında ki risaleti  büyük tufan’a kadar 950 yıl sürmüşdür. Tarihi kayaklarda ömrü hakkında çeşitli nakiller söz konusudur bu nakillere aşağıda değineceğiz:

  1. Bazı tarihi nakillerde Nuh (a.s)’ın 2300 yıl yaşadığı nakledilmektedir. Bu nakle göre nübüvvet öncesi 850 yıl, nübüvvetin’den büyük tufan’a kadar 950 ve tufandan sonra 500 yıl yaşamıştır.[3]
  2. Başka bir tarihi nakilde ise 2500 yıl yaşadığı nakledilmiştir. Bu nakilde ise 850 yıl nübüvvet öncesi, 950 yıl halkın içinde Hakka davet, 200 yıl halkın hidayetinden ümitsiz olup büyük tufana kadar gemiyi yapması ve tufan sonrası 500 yıl.[4]

Elbetta bazı tarihi kaynaklarda ise bu süre farklı zaman dilimlerine ayrılmıştır:

850 yıl nübüvvet öncesi, 950 yıl nübüvvet ve Hakka davet, 700 yıl büyük tufan sonrası.[5]

  1. Diğer bir tarihi kaynakta ise Nuh (a.s)’ın ömrü 2450 yıl olarak geçmektedir.[6]
  2. Bazı kaynaklar ise Nuh (a.s)’ın ömrünü Kuran’ı Kerim’de geçen 950 yıl olarak kayda geçmişlerdir. Ayeti kerime’de geçen zaman diliminin sadece nübüvvet ve davet süresine değil bütün ömrüde dalalet ettiğine kanaat getirmişlerdir. Şöyle ki: Nuh (a.s.) nübüvvete eriştiğinde 480 yaşında idi ve 120 yıl boyunca insanları Hakka davet etti. Allah Teala ona gemi yapmasını emrettiğinde 600 yaşındaydı. Sonra büyük tufan yaşandı ve 350 yıl daha ömür sürdü.[7]
  3. Genel olarak tarihi kaynaklar Nuh (a.s)’ın ömrünü 1450 ile 2800 arasında zikretmişlerdir.[8]
  4. İbrahim (a.s):

İbrahim (a.s)  195 yaşında Salı günü vefat etmiştir.[9] İbni haldun şöyle yazmaktadır: ‘Tevratta ki ilginç olayladardan biride İbrahim (a.s)’ın yaşını Nuh (a.s) vefatında 53 olarak zikretmesidir. Oysa ki tevratta şöyle geçer büyük Tufandan iki yıl sonra  Sam[10]’ın oğlu Arfahaşaz doğdu ve otuz beş yaşında oğlu Shallah  doğdu. Otuz yıl sonra oğlu Aabar doğdu. Aabar, oğlu Falgam doğduğunda otuz dört yaşındaydı. Oda oğlu Rao doğduğunda otuz yaşındaydı. Onunda oğlu Saruch doğduğunda otuz iki yaşındaydı.  O ise oğlu Nahor doğduğunda otuz yaşındaydı. Oysa oğlu Tareh doğduğunda yirmi dokuz yaşındaydı ve oda oğlu İbrahim doğduğunda yetmiş beş yaşındaydı. Bu yıllar büyük tufandan İbrahim'in doğumuna kadar üç yüz elli yıl olmaktadır. Bu yüzden, İbrahim Nuh'un ölümü sırasında otuz beş yaşındaydı, Nuh'la ve ondan ilim öğrenmişdir.[11]

  1. Yakup (a.s):

Hz. Yakup (a.s) Kenan’dan Mısıra hicret ettikten sonra 17 yıl orada sükunet etti. 140 yaşında vefat etti. Oğlu Hz. Yusuf (a.s)’a kendisini Mısır’a defnetmemesini vasiyet etti.[12] Diğer bir kaynakta ise Hz. Yakup (a.s) 170 yaşında iken vefat ettiği nakledilmektedir.[13]

  1. Musa (a.s) ve Hz. Harun (a.s):

Hz. Harun (a.s) 123 yaşında vefat etmiştir. Hz. Musa (a.s) ise kardeşinin vefatından üç yıl sonra vefat etmiştir. [14]

  1. İsa (a.s):

Rivayetlerde 13 yaşındayken Hz. İsa (a.s)’a vahy nazil olduğu geçmektedir. 33 yaşında göğe yükselmiştir. 20 yıl boyunca peygamberlik yapmıştır. İsa (a.s) Allah Teala’nın israiloğullarından olan son peygamberdir.[15]

Son dönem yazılan Peygamberler tarihi konulu eserlerde Hz. İsa (a.s) sonraki dönemde zuhuru ile ilgili nakillerde söz konusudur.[16]

 

 

[1] Mukaddesi, Mutahhar bin. Tahir, El-bed’e ve et-Tarih, 3.c, 11.s, Bur seyid, mektebetu es-segafetu ed-diniyye.

[2] Yakubi, Ahmet bin. Ebi Yakup, Tarih el-Yakubi, 1.c, 7.s, beyrut, dar sadır.

[3] Kuleyni, Muhammed bin Yakup, Kafi, muhakkık ve musahhih: Gaffari, Ali ekber, Ahundi, Muhammed, 8.c, 284.s, tahran, dar’ul-kitab’ul-İslamiye, 4.bk, 1407.hicri.

[4] Şeyh Saduk, Emali, 512.s, beyrut, Eelemi, 5.bk, 1400.hicri.

[5] Şehy Saduk, Kemal’ud-din ve Temam’un-Nimet, Muhakkık ve musahhih: Gaffari, Ali ekber, 2.c, 523.s, tahran, dar’ul-kitab’ul-İslamiye, 2.bk, 1395.hicri.

[6] Aynısı.

[7] Tarih Taberi, tercüme farsi, 1.c, 117.s.

[8] Mesudi, Ali bin. Huseyn, İsbat’ul-Vesiyye, tercüme farsi: Necefi, Muhammed Cevat, 41.s, tahran, İslamiye, 2.bk, 1362.ş.

[9] Tarih el-Yakubi, 1.c, 28.s

[10] Sam Hz. Nuh’un oğludur.

[11] İbni Haldun, Abdurrahman bin Muhammet, divan’ul-mubtedi ve el-haber fi tarih’il-Arap ve el’barbar ve min asurahum min zevi’şan el-ekber (Tarih İbni Haldun), 2.c, 36-37.s, beyrut, dar’ul-fikr, 2.bk, 1408.hicri.

[12] Tarih el-Yakubi, 1.c, 30.s

[13] El-bed’e ve et-Tarih, 3.c, 66.s

[14] Tarih el-Yakubi, 1.c, 62.s

[15] El-bed’e ve et-Tarih, 3.c, 124.s.

[16] Cezairi, Nimetullah, En-Nur’ul-Mubin fi Kısas el-Enbiya ve el-Murselin, 419.s.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmam Hüseyin (a.s) mateminde çıplak bir şekilde sine vurmanın hükmü nedir?
    4067 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2018/11/17
    Taklit mercilerin İmam Hüseyin (a.s) matem merasimlerinde sine vurmak için çıplak olunması hakkında fetvalarında göze çarpan çoğunlukla namahremin gözü önünde olmaması ve fesat içermemesi halinde caiz olduğu yönündedir. Aynı şekilde hiçbir taklit merci hızlı şekilde sine vurulmasını haram bilmemektedirler. Bilakis bunun müstahak olduğunu ifade edip tekit etmişlerdir. ...
  • İslamî olmayan devletlerin bankalarından borç almanın hükmü nedir?
    5893 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    “Borç almak devlet bankasından olsa dahi zatı itibariyle şerî otoritenin iznine bağlı değildir ve faizli olsa bile durum hükmü açısından doğrudur. Ancak faizli olması durumunda ister Müslüman’dan veya Müslüman olmayandan, ister İslam devletinden veya İslamî olmayan bir devletten alınmış olsun sorumluluk açısından haramdır. Harama bulaşmayı caiz ...
  • Şeytanın mı nüfuzu ve kudreti fazladır yoksa Allah’ın mı?
    6738 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Hiç şüphesiz Allah’ın kudreti her şeyin yaratıcısı olması yönüyle bütün işlerde şeytandan daha fazladır. Hz. Âdem’in Allah’ın buyruğuna uymayarak şeytan’ın sözünü dinlemesi şeytanın sözlerinin gücü ve nüfusu nedeniyle değildi, şeytanın vesvesesinin sonucuydu, çünkü insan muhtar(irade sahibi) bir varlıktır. Kendi seçimlerinde değişik unsurların etkisi altındadır.
  • İslam Peygamberinin berzah yaşamı, ilmi ve bu dünyayı görmesi hakkındaki görüşünüz nedir?
    8665 Eski Kelam İlmi 2011/11/21
    Şii inancına göre Peygamber Efendimizin (s.a.a), vefat ettikten sonra fiziki olarak maddi alemle irtibat kurmasının ve onu müşahede etmesinin imkanı yoktur, ama Allah’ın bu büyük elçisinin takipçileriyle manevi irtibat kurması mümkündür. Peygamberimizin şu anda dünyadan ve onda olup bitenlerden haberi vardır; Efendimiz selam ve ziyaretlerimizi kesinlikle duymakta ve bunlar birçok ...
  • Mübarek Tekvir suresindeki yıldızların ‘kuvviret’ ve ‘inkederet’ olmalarının manası.
    7813 Tefsir 2011/04/28
    Kuvviret, dürülmek, toplanmak, atılmak veya kararmak manalarına gelmektedir. Buradaki maksat Güneşin ışığının sönmesi, kararması ve onun hacminin küçülmesi demektir. Aynı şekilde ‘inkederet’ kelimesi ‘inkidar’ kökünden olup düşmek ve dağılmak demektir. Yine kararmak ve karanlık demek olan ‘küdüret’ten de gelmektedir. Dolayısıyla ayetin manası şöyle olur: Kıyamete yakın zamanda yıldızlar ...
  • ‘Gerçekten de sana ağır bir söz vahyedeceğiz.’ (Müzemmil/5) ayetindeki ‘Ağır Söz’den maksat nedir?
    6883 Tefsir 2012/02/14
    ‘Gerçekten de sana ağır bir söz vahyedeceğiz.’ayetindeki ‘Ağır Söz’den maksat Kur’an-ı Kerim’dir. Müfessirler ‘Ağır Söz’ü değişik boyutlardan çeşitli şekillerde tefsir etmişlerse de anlaşılan o ki onun Kur’an-ı Kerim olduğunda şüphe yoktur. ‘Ağır Söz’ün çeşitli yönleri vardır. Ağır ...
  • ilahi yakınlığın (kurb) anlamı nedir? Kısımları nelerdir? Nasıl elde ediliyor.
    16195 Pratik İrfan 2010/12/14
    kurb lügatte; bir şeyin başka bir şeye yakınlığı anlamındadır. Bu yakınlık bazen mekânsal, bazen de zamansaldır. Bu nedenle yakınlık, ya mekânsaldır veya zamansal. Geleneksel ve genel örfte yakınlılık (kurb) başka bir anlamda da kullanılıyor. Oda şudur ki; bir kimsenin başka birisinin yanında değerli olmak ve ...
  • Bir Hindu, Kur’an’ı araştırmak ve okumak isterse ona Kur’an hediye etmenin şer’î hükmü nedir?
    6021 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/19
    Büyük taklit mercilerinin görüşlerine geçmeden önce bazı noktaları dikkatlerinize sunuyoruz:1- Hindular kafirler sınıfındandır.2- Kafirin Kur’an’a saygısızlık veya necis edeceği bilinse (ihtimal demiyoruz) taklit mercilerinden hiç biri bunu caiz bilmemekteler.3- Kafir, okumak maksadıyla ...
  • Allah-u Teâlâ’nın hilesinin anlamı nedir?
    8370 Tefsir 2012/06/11
    Arap lügatinde hile (mekr), bir kimseyi hedefin­den (hedef iyi ya da kötü olsun) alı koymaktır. Bu anlam esasınca hile her zaman ve her yerde kötü değildir. Bu kelimenin Allah-u Teâlâ’ya nispet verilmesi, zararlı komployu hünsa etmek anlamındadır ve bozguncular hakkında kullanıldığında, programları ıslah etmenin önünün ...
  • Hz Peygamber’den (s.a.a) sonra kızı Hz Fatıma Zehra’nın (s.a) başına neler gelmiştir?
    12197 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Peygamberin vefatından sonra kızı Fatıma’nın yaşadığı musibet ve sorunlar hakkında birçok söz ve rivayet vardır. Bu hususta Ehli Sünnetin en muteber kitabı olan Sahih-i Buhari’deki bir rivayete dikkatinizi çekiyoruz. ...

En Çok Okunanlar