Gelişmiş Arama
Ziyaret
7792
Güncellenme Tarihi: 2019/07/08
Soru Özeti
Ulül Azm Peygamberler Hangi Dönemlerde Yaşamışlardır?
Soru
Ulül azm peygamber milattan önce hangi zamanlarda yaşamışlardır? Örneğin: İbrahim (a.s), Nuh (a.s), Musa(a.s); İsa (a.s)’ın miladından kaç yıl önce yaşamışlardır?
Kısa Cevap

 Tarihi kaynaklar Ulül azm Peygamberlerin ve diğer Peygamberlerin hangi zaman dilimlerinde yaşadıklarına değinmiştir:

  1. Adem (a.s) Ebu’l-beşer:

Hz. Adem (a.s)’ın ömrü hakkında Tevrat’ta geçen 930 yıl yaşadığı yönündedir.[1]  Ayrıca başka bir kaynakta Hz. Adem (a.s)’ın Cuma günü doğduğu saatte 930 yaşında vefat ettiğini nakletmektedir.[2]

  1. Nuh (a.s):

En çok ömür süren İlahi peygamberdir. Bu yüzden peygamberlerin şeyhi olarak bilinmektedir.  Kuran’ı Kerim’in tasrihi üzere sadece kavmi arasında ki risaleti  büyük tufan’a kadar 950 yıl sürmüşdür. Tarihi kayaklarda ömrü hakkında çeşitli nakiller söz konusudur bu nakillere aşağıda değineceğiz:

  1. Bazı tarihi nakillerde Nuh (a.s)’ın 2300 yıl yaşadığı nakledilmektedir. Bu nakle göre nübüvvet öncesi 850 yıl, nübüvvetin’den büyük tufan’a kadar 950 ve tufandan sonra 500 yıl yaşamıştır.[3]
  2. Başka bir tarihi nakilde ise 2500 yıl yaşadığı nakledilmiştir. Bu nakilde ise 850 yıl nübüvvet öncesi, 950 yıl halkın içinde Hakka davet, 200 yıl halkın hidayetinden ümitsiz olup büyük tufana kadar gemiyi yapması ve tufan sonrası 500 yıl.[4]

Elbetta bazı tarihi kaynaklarda ise bu süre farklı zaman dilimlerine ayrılmıştır:

850 yıl nübüvvet öncesi, 950 yıl nübüvvet ve Hakka davet, 700 yıl büyük tufan sonrası.[5]

  1. Diğer bir tarihi kaynakta ise Nuh (a.s)’ın ömrü 2450 yıl olarak geçmektedir.[6]
  2. Bazı kaynaklar ise Nuh (a.s)’ın ömrünü Kuran’ı Kerim’de geçen 950 yıl olarak kayda geçmişlerdir. Ayeti kerime’de geçen zaman diliminin sadece nübüvvet ve davet süresine değil bütün ömrüde dalalet ettiğine kanaat getirmişlerdir. Şöyle ki: Nuh (a.s.) nübüvvete eriştiğinde 480 yaşında idi ve 120 yıl boyunca insanları Hakka davet etti. Allah Teala ona gemi yapmasını emrettiğinde 600 yaşındaydı. Sonra büyük tufan yaşandı ve 350 yıl daha ömür sürdü.[7]
  3. Genel olarak tarihi kaynaklar Nuh (a.s)’ın ömrünü 1450 ile 2800 arasında zikretmişlerdir.[8]
  4. İbrahim (a.s):

İbrahim (a.s)  195 yaşında Salı günü vefat etmiştir.[9] İbni haldun şöyle yazmaktadır: ‘Tevratta ki ilginç olayladardan biride İbrahim (a.s)’ın yaşını Nuh (a.s) vefatında 53 olarak zikretmesidir. Oysa ki tevratta şöyle geçer büyük Tufandan iki yıl sonra  Sam[10]’ın oğlu Arfahaşaz doğdu ve otuz beş yaşında oğlu Shallah  doğdu. Otuz yıl sonra oğlu Aabar doğdu. Aabar, oğlu Falgam doğduğunda otuz dört yaşındaydı. Oda oğlu Rao doğduğunda otuz yaşındaydı. Onunda oğlu Saruch doğduğunda otuz iki yaşındaydı.  O ise oğlu Nahor doğduğunda otuz yaşındaydı. Oysa oğlu Tareh doğduğunda yirmi dokuz yaşındaydı ve oda oğlu İbrahim doğduğunda yetmiş beş yaşındaydı. Bu yıllar büyük tufandan İbrahim'in doğumuna kadar üç yüz elli yıl olmaktadır. Bu yüzden, İbrahim Nuh'un ölümü sırasında otuz beş yaşındaydı, Nuh'la ve ondan ilim öğrenmişdir.[11]

  1. Yakup (a.s):

Hz. Yakup (a.s) Kenan’dan Mısıra hicret ettikten sonra 17 yıl orada sükunet etti. 140 yaşında vefat etti. Oğlu Hz. Yusuf (a.s)’a kendisini Mısır’a defnetmemesini vasiyet etti.[12] Diğer bir kaynakta ise Hz. Yakup (a.s) 170 yaşında iken vefat ettiği nakledilmektedir.[13]

  1. Musa (a.s) ve Hz. Harun (a.s):

Hz. Harun (a.s) 123 yaşında vefat etmiştir. Hz. Musa (a.s) ise kardeşinin vefatından üç yıl sonra vefat etmiştir. [14]

  1. İsa (a.s):

Rivayetlerde 13 yaşındayken Hz. İsa (a.s)’a vahy nazil olduğu geçmektedir. 33 yaşında göğe yükselmiştir. 20 yıl boyunca peygamberlik yapmıştır. İsa (a.s) Allah Teala’nın israiloğullarından olan son peygamberdir.[15]

Son dönem yazılan Peygamberler tarihi konulu eserlerde Hz. İsa (a.s) sonraki dönemde zuhuru ile ilgili nakillerde söz konusudur.[16]

 

 

[1] Mukaddesi, Mutahhar bin. Tahir, El-bed’e ve et-Tarih, 3.c, 11.s, Bur seyid, mektebetu es-segafetu ed-diniyye.

[2] Yakubi, Ahmet bin. Ebi Yakup, Tarih el-Yakubi, 1.c, 7.s, beyrut, dar sadır.

[3] Kuleyni, Muhammed bin Yakup, Kafi, muhakkık ve musahhih: Gaffari, Ali ekber, Ahundi, Muhammed, 8.c, 284.s, tahran, dar’ul-kitab’ul-İslamiye, 4.bk, 1407.hicri.

[4] Şeyh Saduk, Emali, 512.s, beyrut, Eelemi, 5.bk, 1400.hicri.

[5] Şehy Saduk, Kemal’ud-din ve Temam’un-Nimet, Muhakkık ve musahhih: Gaffari, Ali ekber, 2.c, 523.s, tahran, dar’ul-kitab’ul-İslamiye, 2.bk, 1395.hicri.

[6] Aynısı.

[7] Tarih Taberi, tercüme farsi, 1.c, 117.s.

[8] Mesudi, Ali bin. Huseyn, İsbat’ul-Vesiyye, tercüme farsi: Necefi, Muhammed Cevat, 41.s, tahran, İslamiye, 2.bk, 1362.ş.

[9] Tarih el-Yakubi, 1.c, 28.s

[10] Sam Hz. Nuh’un oğludur.

[11] İbni Haldun, Abdurrahman bin Muhammet, divan’ul-mubtedi ve el-haber fi tarih’il-Arap ve el’barbar ve min asurahum min zevi’şan el-ekber (Tarih İbni Haldun), 2.c, 36-37.s, beyrut, dar’ul-fikr, 2.bk, 1408.hicri.

[12] Tarih el-Yakubi, 1.c, 30.s

[13] El-bed’e ve et-Tarih, 3.c, 66.s

[14] Tarih el-Yakubi, 1.c, 62.s

[15] El-bed’e ve et-Tarih, 3.c, 124.s.

[16] Cezairi, Nimetullah, En-Nur’ul-Mubin fi Kısas el-Enbiya ve el-Murselin, 419.s.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    5411 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...
  • Kur’an’da gelen ‘Sadugatihinne ve ‘Ucurehunne’ neyin hakkındadır?
    6206 Tefsir 2012/02/22
    ‘Sadugatihinne’[1] daimi evlilik hakkındadır ve mehir için ‘Sıdak’ denmiştir.[2] Bu kelimenin geçtiği ayet, kadınların kesin haklarının birinden bahsetmekte ve koca, karısı bağışlamadığı sürece[3] karısının mehrini ödemesi ...
  • Hz Ali’nin kendi hilafeti döneminde omzunda kırbaç taşıyarak sokak ve çarşıda hareket ettiği ve suçluları cezalandırdığına dair nakledilen hadis doğru mudur?
    6452 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Hz Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu: Bu içerikte nakledilen rivayet sadece Hz Ali’nin Küfe’de bulunduğu, çarşıda gezdiği ve halkın tavsiyeleri ciddiye alması için yanında belirtilen kırbacı yanında taşımasıyla ilgilidir. Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu:
  • Ehl-i beyt’i neden birkaç kişide sınırlıyorsunuz?
    6841 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Ehl-i Beyt’in on dört masumlarda sınırlandırılması, beşeri bir sınırlandırma değildir. Tathir ayetinden ve Peygamber (s.a.a.)’den gelen rivayetlerden anlaşılan bir sınırlamadır.Bu iddianın ispatlanması için birçok rivayet delil olarak getirilebilir.1) Kuran-ı Kerim, Peygamber (s.a.a)’e Arapça olarak indirilen ilahi bir kelamdır. Allah’ın ...
  • Eğer taklit mercileri zamanın imamı (a.s) tarafından seçiliyorsa müçtehit ve veliyy-i fakihi tanıtan diğer kaynakların rolü nedir?
    5068 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Dikkatleriniz için teşekkür ederiz. 1393. sorunun yanıtında işaret ettiğimiz gibi İmam belirgin bir şahsı hâkimiyete atamamış, sadece fakihleri genel bir şekilde atamıştır. Bundan dolayı zamanın imamı (a.s) tarafından mercilerin seçilme ve teyit edilmesinden kasıt, özel bir şahsın seçilmesi ve teyit edilmesi değildir. Sadece masum (a.s) ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    6900 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    19865 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    5088 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • Bütün amellerimizi nasıl halis niyetle yerine getirebiliriz?
    10593 Teorik Ahlak 2009/12/20
    İhlâs; yapılan her işte ve kullukta asıl hedefin, başkalarının değil de Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmak için olmasıdır. Bunun için öncelikle ihlâsa mani olan şeyleri yani; riyakârlığı, dünyaya bağlılığı ve şeytanın vesveselerini ortadan kaldırmak gerekmektedir. Sonra imanı güçlendirme, Allah-u Teâlâ’yı tanıma, ihlâsın değeri ...
  • Mecbur kalınca günah işlemenin hükmü nedir?
    8733 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Dini öğretilere göre şer’i sorumluluklar insanın ihtiyar ve özgür iradesine bağlıdır; yani insan özgür iradesiyle güzel bir ameli yaparsa mükafatı hakkeder. Dolayısıyla şia fıkhında sorumluluğun kaldırıldığı yerlerden biri mecburiyettir. Müslüman biri haram müzik dinlemek gibi özgür iradesiyle yapmayacağı bir ameli mecburiyetten dolayı yaparsa burada ...

En Çok Okunanlar